Hüdayi İlahiyat Halkaları Kitap

KİTAP TANITIMI-1 “KÂVÂİDÜ’T-TEFSİR”

tarafından yazılmıştır İlahiyat Halkalari

KÂVÂİDÜ’T-TEFSİR

İslami ilimler içerisinde “kâideleri” en geç ve en az çalışılan disiplin Tefsirdir. Her ne kadar hicri 6. Asırda Kavâidü’t-tefsir ismini taşıyan eserler kaleme alındıysa da içerikleri bu ismi karşılamamaktadır. “Kâvâidü’t-tefsir”, 20. Yüzyılın başlarıyla beraber sistematik ve kapsamlı bir şekilde çalışılmaya başlamıştır. Bu eserler içerisinde en sistemli, en nitelikli ve en kapsamlı olanı Halid b. Osman es-Sebt’in Kavâidü’t-tefsir cem‘an ve Dirâseten adlı çalışmasıdır. Bu çalışma doktora tezi olarak hazırlanmış ardından 2000 yılında Dâru İbn-i Affan tarafından basılmıştır.

Kitap “yönteme dair mukaddime” ve “ilmi mukaddime” adında iki girişten, 28 maksattan ve bir sonuçtan müteşekkildir. Maksatların her biri kâidelerin kendisi altında toplandığı temel başlıkları ifade etmektedir. Örneğin birinci maksat “Kur’an’ın nüzulüyle alakalı kâideler”, ikinci maksat “Tefsir yapma yol ve yöntemleriyle alakalı kâideler”, üçüncü maksat “lügavî kâideler” ismini taşımaktadır. Mezkûr başlıklar (maksat) altında 280 kadar tefsir kâidesi zikredilmektedir. Bu kâideler müfessirin tefsir faaliyeti esnasında göz önünde bulundurması gereken kurallardır.

Müellif bu 280 kadar kâideyi; tefsir, ulûmu’l-Kur’an, kâvâidü’t-tefsir, usulü fıkıh, fıkıh kâideleri, dil ve belagat ilimleri alanındaki 125 farklı kitabı tarayarak istihraç ettiğini söylemektedir.

Müellifin yöntemi şu şekildedir: Öncelikle -kâide tanımına uygun bir şekilde- her bir kâideyi ihbârî formda zikretmekte sonra kâideyi lafzi ve ıstılahi düzeyde tavzih etmekte ardından örneklerle konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır.

Kitabın içeriğini biraz daha aydınlatmak için mevcut kâidelerden birkaçını burada zikretmek istiyoruz. “Aslolan nüzulün tekerrür etmemesidir”, “Bir tane sebebi nüzul olup nazil olan ayetlerin birden fazla (farklı farklı) olabileceği gibi nazil olan bir ayet hakkında birden fazla sebebi nüzul da olabilir”, “Kıraat farklılıkları ayetlerin çokluğu/çeşitliliği mesabesindedir”, “Kıraat tabi olunan bir sünnettir (yoldur), kabul ve takip edilmesi gerekir. Bir kıraat senet açısından sabit olduktan sonra Arapça kurala daha uygunluk veya dilde daha çok yaygınlık gibi gerekçelerle reddedilemez”, “Besmele ahruf-u seb’a’nın bazısında sureyle beraber nazil olmuştur. Besmele ile beraber nazil olan kıraatlere göre o, ayettir. Diğer kıraatlere göre ise ayet değildir”.

Kitapta zikredilen kâideler, tefsirin müdevven bir ilim olup olmadığı, bilimsel tefsirin, içtimai tefsirin, işari tefsirin “tefsir” olarak isimlendirilip isimlendirilemeyeceği, Kur’an’ın herkes için mübin olup olmadığı vb. bir çok tartışmaya yeni boyutlar kazandıracak kabiliyettedir. Bu yüzden kitap yüksek önemi haiz bir eserdir.

 

Arş. Gör. Hüseyin ERBAĞ

 

Yazar Hakkında

İlahiyat Halkalari